Umutlarımızı
Büyütüyoruz
“... komünist için sorun,
mevcut dünyayı
köklü bir biçimde dönüştürmek (revolutionieren), varolan duruma
pratik olarak saldırmak ve onu değiştirmektir.”Marx-Engels
Yusuf KÖSE
Komünistler, en karamsar günlerde dahi umutlarını yitirmemişler,
tersine hep umutlu olmuşlardır. Burjuvazinin korku saldıkları günlerde dahi
umutlarını korumayı ve yükseltmesini bilmişlerdir. Çünkü onların arkasında bir
tarih, önlerinde ise bir gelecek vardır. Ve onlar, Marksist bilimle hareket ettikleri
gibi, tarihleri değiştiren ve tarihleri yapan
halk gibi toplumsal bir dayanakları, işçi sınıfı gibi devrimci sınıf özneleri vardır.
Geçen yıl da, 2013’e girerken umutluyduk, kitleler
ayaktaydı. Bu yılda umutluyuz ve kitleler yine sokaklarda. Bu kez, bir önceki
yıla oranla katalanarak sokaklar zapt edildi. Yerine göre dişe diş çarpışıldı,
yerine göre öfkeler sloganlara döküldü.
Soruna anlık olarak yaklaşanlar, bunları küçümseyebilir,
görmezden gelebilir. Ya da küçük burjuva pesimist yaklaşımlarla, sokakta haykıran kitlelerin
taşıdıkları devrimci dinamizmi görememe körlüğüne sahip olabilirler. Ancak, bir
gerçek var ki, özellikle son beş yıllık süreç, Türkiye ve dünyada, kitle
hareketlerinin ivmesinde düşme değil, tersine yükselme ve kitleselleşme
görülmektedir. Tüm istatistiki verilerde bu gerçekliği doğrulamaktadır. Bu
gelişmeyi, kapitalizmin içinde bulunduğu durumdan ve bağrında taşıdığı
emek-sermaye çelişmesinin keskinleşmesinden ayrı ele almamak gerekiyor.
Sadece, ülkemiz açısından dahi ele alsak, Tekel
işçilerinin direnişi, ODTÜ ve peşinden gelen Gezi (Haziran) Ayaklanması’yla
birlikte, ülkemiz, artık eskisi gibi değilidir. Ne hükümet eski hükümet ne de
işçi sınıfı ve emekçiler eskisi gibi değiller. Yönetenler yönetemiyor,
yönetilenler ise yönetilmek istemiyor. Burjuvazinin korku çemberini, parçalayıp atan kitleler, sokakları, adeta, günlük sınıf çatışmasının yapıldığı alanlara
dönüştürdüler. Özgürlüklerine sahip çıkanlar, burjuvazinin saldırganlığına ve her
tülü tehdidine de boyun eğmiyorlar. Güncelleşen direnişler, kitlelerin
bilincini yükselttiği gibi örgütlü hareket etmelerini de beraberinde getiriyor.
Burjuvazi tarafından, kitleleri “uyuşturma aracı” olarak içerikleştiren futbol, Gezi’den sonra bu özelliğini de yitirdi. Oralar da, artık, birer
politikleşme alanları haline dönüştürüldü. Bu bile, Gezi’nin, yani kitle
hareketinin ve elbette sınıf mücadelesinin kitleleri nasıl
devrimcileştirebildiğinin en yalın örneğini oluşturmaktadır. Sınıf mücadelesi,
tüm gerici öğeleri kitlelerin üzerinden söküp alma ve onları devrimcileştirme gibi
bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle, kitlelerin en geri taleplerle dahi olsa
sokaklara dökülmesi ve haklarını haykırması ileri bir adımdır ve bu, sınıf
mücadelesinin basiten karmaşığa giden süreçleridir.
Kitleler devrimcileşiyor. Bu, dünya çapında genel bir
belirleme olarak gözlemlenebilir. En gelişmiş kapitalist ülkelerin sokaklarından
en geri ülkelerin sokaklarına kadar, kitleleri buralarda direnirken, çatışırken
görmek olasıdır. Yüzler, binler değil. Bazı ülkelerde milyonlar sokakları zapt
ediyor. Bu da, burjuvazinin işini zorlaştırırken, kitlelerin tarihsel sınıf
bilinciyle donanmasının kaçınılmaz olarak önünü açıyor. Ne denli geri
taleplerle ortaya çıkılırsa çıkılsın, kaçınılmaz olarak bu sosyalist bilinçle örtüşecektir.
Bu bir öngörü ya da, salt amprik gözlemlere dayalı bir saptama değil, burjuvazi
ile proletaryayı sınıf mücadelesi içine iten çelişmelerin niteliğinden ileri
gelen kaçınılmazlığın realitesidir.
Buradan ötesi komünistlere düşmektedir. Komünistler,
hayalci ve kendi iradelerini kitlelerin iradeleri yerine, kendi gerçekliklerini
kitlelerin nesnel durum gerçeklikleri yerine geçirmezler. Onlar, kitlelere
bilinç ve örgütlenme götürürler. Kitlelerin tüm ileri hareketlerinin içinde ve
önünde yer almaya çalışırlar. Kitlelerle özdeşirler, ama geri yanlarıyla değil,
ileri yanlarıyla. Ama, en sevdikleri şey kitlelerin sokak eylemleridir. Çünkü
orada hareket vardır. Devrimcileşme ve örgütlenme vardır. Bilinç sıçraması ve
sınıf bilinciyle donanmak vardır. İnsanlığın özgürleşmesinin adımları vardır. Bu nedenle de onlar hep umutludur. Umutları
büyütenlerdir.
Önümüzdeki yıllarda, umutlar daha büyük olacağa benziyor.
Şimdiden sokak dövüşlerine barikatlara hazırlıklı olmak gerekiyor. Var olanları
büyütmek, olmayan yerlerde ise yaratmak için donanmak gerkiyor.
2014’de devrim
umutlarımızı daha yukarılara çekmek dileklerimle...
30.12.2013***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder