28 Nisan 2013 Pazar

BU ÜLKEYE KOMÜNİZMİ DE İŞÇİ SINIFI GETİRECEKTİR!










BU ÜLKEYE KOMÜNİZMİ DE İŞÇİ SINIFI GETİRECEKTİR!


Yusuf KÖSE

İşçi sınıfının ideolojik, siyasal ve örgütsel önderliği üzerine ikiyüz yıldır çok şeyler yazılıp çizildi ve bu öykünmeler, güvenler, güvensizlikler, sınıf kendi kendini tarih sahnesinden silene kadar devam edecektir. Bu gerçeklik, içinde yaşadığımız sınıflı toplumun görmezden gelinemeyecek bir ilkesidir. Bu gerçekliği bir başka biçime büründürerek tarihin yazılımını değiştirecek olan, yine sınıfın kendisidir.

 Kimileri, işçi sınıfının modası geçtiğinden dem vuracak, kimileri ise işçi sınfını sınıf olarak yok sayamaya devam edecektir. Kimileri de işçi sınıfını her zaman olduğu gibi, tarihsel materyalizmin doğru bir saptaması olarak; bu sürecin tarihinin devrimci öznesi olarak göstermeye devam ederek hayatın tamamını kazanarak, tarihin duraklatılan kesitlerini kısaltacaktır.

Bütün bu yazılanlar, işçi sınıfnın sınıf olarak tarihin en devrimci öznesi olduğunun bir kanıtı olduğunu söylemek yanıltıcı olamaycaktır. Çünkü, karşısındaki düşman sınıflar da dost sınıflar da, şimdiki varlıklarını, geleceklerini işçi sınıfının sınıf mücadelesinin boyutuna bağlı olduğunu biliyorlar. Bunların hikayeleri işçi sınıfının hikayesine bağlı olarak gelişti ve gelişecektir.

Sermaye, iktidarını işçi sınıfına karşı koruyor. Bunun için her türlü zoru kullanarak işçi sınıfının sınıf mücadelesini bastırmanın yoluna gidiyor. İdeolojik, siyasal ve örgütsel olarak onu yolundan saptırmaya, zaafa uğratmaya ve örgütsüz bırakmaya, ideolojisinin içeriğini, çeşitli “sol” görünüm altında boşaltmaya çalışıyor.

Burjuvazinin çıkardığı yasalar, aldığı tedbirler, artı-değeri artırma, sermayenin iktidarını sağlamlaştırma ve emeğin gerçek yaratıcısı, artı-değerin sahibi, işiçi sınıfının sınıf mücadelesini bastırma ve elimine etme üzerine kuruludur. Bundan bağımsız gibi görünen uygulamalar, çıkarılan yasalar, yine işçi sınıfının örgütsüzleştirilmesi, sınıf olarak ayağa kalkamaması üzerine örülüdür. 

Çünkü burjuvazinin varlığı, işçi sınıfının sömürüsü üzerinde şekillenmiş ve sömürü varolduğu sürece burjuvazi de varolacaktır. Bundandır burjuvazinin işçi sınıfı düşmanlığı. Burjuvazi, işçi olmadan ve işçi düşmanlığı yapadan da yaşayamaz. Onun tüm hareket tarzı işçiler ve işçilerden gasp ettiği artı-değer etrafında döner.

Bu ülkeye, demokrasiyi getirecekse, yani, demokratik hak ve özgürlükleri kazandıracaksa, sosyalizmi ve komünizmi getirecekse, Türk, Kürt ve diğer azınlık milliyetlerden işçi sınıfı getirecektir. Emekçiler, ezilenler, yoksullar, işsizler, kısacası işçi sınıfı etrafında örgütlü bir güç haline gelmiş tüm emekçiler getirecektir. Bu ülkede, ezilen ulusları ezilemekten kurtaracaksa yine işçi sınıfı ve onun etrafında örgütlenmiş, onunla birlikte hareket eden  emekçiler getirecektir. 

Bu ülkede; cinsiyetinden, ulusal aidiyetinden, dini inancından dolayı horlanmaları, baskıları yine işçi sınıfı ortadan kaldıracaktır.

Bu ülkeye, bu ülkede yaşayan uluslara “barış”ı gertirecekse, halklar arasında düşmanlığı geliştiren ve körükleyen burjuvazi değil, işçi sınıfı getirecektir. Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tayin etmesini yine işçi sınıfı sağlayacaktır. Savaşı ve savaşları yine işçi sınıf ortadan kaldıracaktır.

Sömürüyü, baskıyı, yoksulluğu, açlığı, işsizliği, tüm eşitsizlikleri, cinsiyet, din, dil, ırk vb. ayrılıkları kaldıracak olan yine işçi sınıfıdır. Ve her şeyden önce, tüm haksızlıkların kaynağı özel mülkiyetçi toplumsal sistemi ortadan kaldıracak olan işçi sınfı iktidarı olacaktır.

İşçi sınfının da bir beklentisi var: Kendisine devrimci ve komünist diyen militan devrimci kesimlerden, devrimci aydınlardan beklentisi; işçi sınıf ile daha fazla ilgilenmek, sınıfa güvenmek ve sınıfı aydınlatarak örgütlemek ve harekete geçirmek pratikliği... 

İşçi sınfı elbette, kendiliğindenci hareketiyle, öncüsüz olarak iktidarı burjuvaziden alamayacaktır. İşçi sınıfının düşüncesiyle donanmış öncü şarttır. İşçi sınıfı öncüsüz önünü göremez, hedefini net olarak seçemez. Bunun tersini söyleyenler, burjuvazinin muazzam örgütlülüğü karşısında sınıfı örgütsüz bırakmak isteyenlerdir.

İşçi sınıfının sınıf mücadelesi, yer yer gerilese de, üzeri külleniyor gibi olsa da, tarihin defalarca kanıtladığı gibi, o küllerinden yine geleceği yaratacak devrimci bir enerjiye sahiptir. Sermaye iktidarı, işçileri milliyetlerine göre bölmeye kalkışsa da, şovenizmi geliştirmek istese de, burjuvazi karşısında işçiler birleşmeye her zaman hazırdır. Önemli olan onlara doğruları anlatmak ve doğru devrimci taltiklerle hareket etmektir.

“Kürt sorunu bitse de işimize baksak” yollu anlayışlar, aslında, sınıf mücadelesini ezilen ulus burjuvazisinin kuyruğuna takanlara özgü bir davaranış ve anlayış biçimidir. Yani, sınıfın öncülüğünü, başka bir ezilen burjuvaziye yedekleyenler, elbete işçilerin sorunlarını anlayamayacakları gibi, onlara güvenleri olmadığı için, onların devrimci enerjilerinin yaratıcı gücünün de anlayamazlar ve göremezler.

Sosyalizme inancı kalmamış, sosyalizmi burjuvaziyle uzlaşı iktidarı olarak görenler, sosyalizmi burjuva reforumculuğu olarak kitlelere yutturmaya çalışanlar, sosyalizmi, sınıf uzlaşmacılığı olarak belleyenlerin işçi sınıfı ve emekçilere verecekleri, onların mücadelelerine katacakları hiç bir şey yoktur. Sahip oldukları bilgi dağırcıkları işçi sınıf içinde “sol” görünümlü burjuva liberalizmidir. Bunların sahip oldukları “sol” enerji, maalesef, işçi sınıfnın devrimci yoluna engel olmaktadır. 15-16 Haziranları yaratan çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınfı bu tür oportünist öğeleri de yıkıp geçecektir.

Devrimin şahdamarı; örgütsel haliyle, birliğiyle, devrimci ve dönüştürücü enerjisiyle, sahip olduğu bilimiyle, üretimdeki yeriyle işçi sınıfıdır. Sosyalist bir gelecek inşa edilmek isteniyorsa, çalışmanın esas ağırlığı işçi sınıfı üzerine olmalıdır. Bu sınıftan kopanların geleceği kazanmaları, kapitalist sistemi yıkmaları söz konusu olamaz. İşçi sınıf içindeki çalışmalar ve örgütlenmeler de daha fazla yoğunlaşma, daha fazla militanlaşma ve sınıfla beraber  daha fazla devrimcileşme ilkesiyle hareket edilmelidir. İşçi sınıfının bilimi Markszim-Leninizm-Maoizm’de bu hareket tarzının fazlasıyla temel bilimsel biligileri mevcuttur.

İçinde yaşadığımız burjuva sistemi altüst edecek ve yerine sosyalizmi kurarak sınıfsız, sömürüsüz ve  sınırsız bir dünya yaratılmasına katkıda bulunacak ve onu başarabilecek yegane devrimci güç işçi sınıfıdır.

Ve bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da işçi sınıfı getirecektir.
***28.04.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder