Emperyalistler
Dünya Halklarını Savaşla Tehdit Ediyor1
Yusuf
KÖSE
Kapitalist
sistem, burjuvazinin sıkça tekrarladığı gibi dünyaya “barış”
getirmedi. Ama dünyayı; işçi ve emekçilerin karşı koymalarına
karşın, kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde bir uçurumun
eşiğine getirmeyi başardığı rahatlıkla söylenebilir.
Kapitalist
sistem yeni bir ekonomik kriz beklentisi içine girdi. Bu konuda
haksızda değil. Ekonomik göstergeler; borsa düşüşleri, pazar
alanların daralması, borçların ulusal ekonomilerin boyutlarını
aşması vs. kapitalist ekonomik sistemi yeni bir 2008 belkide daha
ağır bir krizle baş başa bırakmak üzeredir. Burjuvazinin bu
“kabusu”nu, burjuva ekonomik merkezlerinde yer alan bütün
burjuva ekonomistler “acil koduyla” tekrarlayıp duruyorlar.
Bu
kriz, elbette salt ekonomik kriz olarak kalmayacaktır ve hızlanan
savaş ekonomisinin daha da hızlanmasını beraberinde getirecek ve
emperyalist savaş tehlikesini bir gün öncesinden daha bir görünür
kılma olasılığı güçlüdür.
15-17
Şubat 2019 tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde 55.si
yapılacak olan Münih Güvenlik Konferansı (MGK) ve öncesinde
yayınlanan Münih Güvenlik Konferansı Raporu’da2,
yeni bir “savaş tehlikesi” olasılığının güçlendiğinin
vurgulamak zorunda kalmıştır.
Bütün
emperyalist tekeller ve onların hükümet temsilcileri, 2. Dünya
savaşı öngününde olduğu gibi, bugünde “yeni bir savaş”
tehlikesinin hızla olgunlaştığını açıktan dillendirmekten
çekinmiyorlar ve hazırlıklarını buna göre yapıyorlar. Bunun
açık anlamı; birbirini savaşla tehdit eder duruma gelmişlerdir.
Bu
Konferans’ta, işçi sınıfı ve emekçilerin yaşam seviyelerinin
yükseltilmesi ve doğanın tahribatının önlenmesi gündeme
gelmeyecek, tersine, emperyalist tekellerin temsilcilerin pazarlık
konusu yapacakları konu; işçilerin üzeindeki baskı ve sömürünün
arttırılması ve doğanın tahribatının derinleşmesi yer
alacaktır. Ve ayrıca gerçekler manipüle edilerek kamuoyuna
sunulacaktır.
MGK’da
kozlar yeniden paylaşılacak, oynatılan taşların yerlerinin
nereye ve nasıl konacağı sert diplomatik dille sıralanacak. Ve
bütün büyük emperyalist güçler, nereden ve kimden ne
koparacaklarının hesabını yapacaklar. Ancak, buradan ne “barış”,
ne “yumuşama” ne de halkların ve işçi sınıfının
sorunlarını çözecek bir “uzlaşma” çıkmayacağı daha
bugünden açık. Geçen yılda bir “uzlaşma” çıkmamış,
tersine birbirlerini açıktan tehdit edici bir sonuç çıkmıştı.
Buradan
çıkacak sonuç, bugünden belli: Silahlanma
yarışı artacak; egemenlik alanlarını genişletilme istemleri
savaş etmenlerinin artıracak. Kutuplaşmalardaki saflaşmalar daha
da belirginleşecektir. Bunun yanı sıra emperyalist güçler
arasındaki çelişmenin keskinleşmesinde gerileme değil, artış
olacaktır.
Emperyalist
güçler için, ekonomik sorunların yanında ortada paylaşılması
gereken ciddi sorunlar var. Güney Çin Denizi/Güney Asya, Ortadoğu,
Afrika, Ukranya, Venezüella, uzaya egemen olma ve uzayıp giden
diğer paylaşılacak alanlar...
Emperyalist
güçlerin tek bir kutup içinde bileşme olasılığı kendi
(kapitalizmin ekonomik) doğasına aykırıdır. Kutuplaşmalar
içinde kutuplaşma, dünyayı yeniden paylaşma hırsları daha da
artarak, konferans salonundan ayrılacaklardır. Burada her büyük
emperyalist güç açısından denenecek olan; kendi
kutuplarını güçlendirme, safları netleştirme (askeri
ve ekonomik güç oranıyla doğrudan bağlantılı olarak)
mücadelesi olacaktır.
ABD-Kanada-İngiltere-Japonya,
AB, ÇİN-Rusya temelindeki büyük emperyalist kutuplaşmalar,
diğer katılımcı bağımlı ülkeleri ya da bölgesel emperyalist
ülkeleri yanlarına çekme durumu olacak. Bu kutuplaşma bugüne
kadar genel anlamda netleşimiş gözükmektedir. Ve bu emperyalist
kutuplar arasındaki çelişmenin çözümü olarak yeni bir
emperyalist savaş olarak karşımıza çıkarılmakta ve
dayatılmaktadır.
ABD
ve elbette İngiliz burjuvazisi İngiltere’y,i AB’den kopardı.
AB emperyalizmi bunun bilinciyle hareket ediyor ve ABD’den bağımsız
yeni bir AB Ordusu oluşturmaya çalışıyor. Silahlanmalar ise buna
göre artıyor. ABD, AB’yi Çin ve Rusya ile korkutarak NATO’nun
daha fazla güçlendirilmesi ve bunun maddi yardımın arttırılmasını
yeniden dayatacaktır.
Silahlanma
salt emperyalist büyük güçlerle sınırlı değil, Uluslararası
Araştırmaları Enstitüsü (IISS) ve SIPRI’nin (Stockholm
Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü) açıklamalarına
öge; hemen hemen bütün ülkeler son beş yıl içinde
silahlanmalarını yüzde on oranında artırmışlar.
ABD
ve Avrupa ülkelerinden Ortadoğu ülkelerine silah satışı ise
2003-20173
arası %109 oranında artmış. Ortadoğu’da savaşların neden
eksik olmadığının sorusunun bir cevabı da burada yatmaktadır.
ABD’nin
“Orta Menzilli Nükler Kuvvetler Anlaşması”nı tek taraflı
olarak feshetmesi ve Rusya’nın aynı şekilde buna karşılık
vermesi, dünya halkları için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Dünyada
varolan silahların %74’ü ABD, Rusya, Fransa, Çin ve Almanya’nın
elinde bulunuyor. Adı geçen bu beş ülkeyle beraber Kanada,
Japonya, İngiltere’nin 1997-2017 arası silahlanma harcamalarının
toplamı 2 trilyon 16 milyar ABD doları kadar.4
Barışın en büyük düşmanları da bu ülkelerdir.
İşçi
Sınıfının Çözümü
Her
yıl olduğu gibi, bu yılda işçiler ve emekçiler MGK’ı, tüm
“güvenlik (siz bunu kitlelere saldırı anlayın) tam da
kapısının önünde protesto edeceklerdir. Protestocuların
istemleri ile geniş güvenlik önlemleri arkasında dünyayı bir
avuç emperyalist burjuvazinin çıkarları için paylaşanların
istekleri birbirinin tam zıddıdır.
Burjuvazinin
kapitalist-emperyalist sistemi yeni bir savaşı dayatıyor.
İşçilerin
Sosyalizmi ise; insanın insanla, insanın doğayla barışını
istiyor ve öngörüyor. Bütün dünyanın sosyalizme geçtiğinde;
ekonomik krizler, savaşlar, tel örgülerle ya da kalın duvarlarla
örülmüş duvarlar, sömürü, yoksulluk, insanların ölümü göze
alarak göç yollarına düşmesi olmayacaktır.
Son
yıllarda kitlelerin kapitalist düzene karşı hoşnutsuzlukları
artmasına karşın, bunun reformist taleplerin üzerine çıkması
ve devrimci/komünist örgütlü bir güç haline dönüşmesiyle,
kapitalizmin krizi devrimci bir kriz haline dönüşebilecektir.
12.02.2019
***
1
Bir yıl önce yayımlanan: “Empeyalist
Büyük Savaşa Doğru” başlıklı araştırma yazımda, savaş
tehlikesinin ekonomik siyasi nedenlerini ele almıştım. Bkz:http://www.kaypakkayahaber.com/kose-yazisi/emperyalist-buyuk-savasa-dogru-birinci-bolum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder