BU ÜLKEYE KOMÜNİZMİ DE İŞÇİ SINIFI GETİRECEKTİR!
Yusuf KÖSE
İşçi sınıfının ideolojik, siyasal ve örgütsel önderliği
üzerine ikiyüz yıldır çok şeyler yazılıp çizildi ve bu öykünmeler, güvenler,
güvensizlikler, sınıf kendi kendini tarih sahnesinden silene kadar devam edecektir.
Bu gerçeklik, içinde yaşadığımız sınıflı toplumun görmezden gelinemeyecek bir ilkesidir. Bu gerçekliği bir başka biçime büründürerek tarihin yazılımını değiştirecek olan, yine sınıfın kendisidir.
Kimileri, işçi
sınıfının modası geçtiğinden dem vuracak, kimileri ise işçi sınfını sınıf
olarak yok sayamaya devam edecektir. Kimileri de işçi sınıfını her zaman olduğu
gibi, tarihsel materyalizmin doğru bir saptaması olarak; bu sürecin tarihinin
devrimci öznesi olarak göstermeye devam ederek hayatın tamamını kazanarak, tarihin duraklatılan kesitlerini kısaltacaktır.
Bütün bu yazılanlar, işçi sınıfnın sınıf olarak tarihin
en devrimci öznesi olduğunun bir kanıtı olduğunu söylemek yanıltıcı
olamaycaktır. Çünkü, karşısındaki düşman sınıflar da dost sınıflar da, şimdiki
varlıklarını, geleceklerini işçi sınıfının sınıf mücadelesinin boyutuna
bağlı olduğunu biliyorlar. Bunların hikayeleri işçi sınıfının hikayesine bağlı olarak gelişti ve gelişecektir.
Sermaye, iktidarını işçi sınıfına karşı koruyor. Bunun
için her türlü zoru kullanarak işçi sınıfının sınıf mücadelesini bastırmanın
yoluna gidiyor. İdeolojik, siyasal ve örgütsel olarak onu yolundan saptırmaya,
zaafa uğratmaya ve örgütsüz bırakmaya, ideolojisinin içeriğini, çeşitli “sol”
görünüm altında boşaltmaya çalışıyor.
Burjuvazinin çıkardığı yasalar, aldığı tedbirler,
artı-değeri artırma, sermayenin iktidarını sağlamlaştırma ve emeğin gerçek
yaratıcısı, artı-değerin sahibi, işiçi sınıfının sınıf mücadelesini bastırma ve
elimine etme üzerine kuruludur. Bundan bağımsız gibi görünen uygulamalar,
çıkarılan yasalar, yine işçi sınıfının örgütsüzleştirilmesi, sınıf olarak ayağa
kalkamaması üzerine örülüdür.
Çünkü burjuvazinin varlığı, işçi sınıfının sömürüsü
üzerinde şekillenmiş ve sömürü varolduğu sürece burjuvazi de varolacaktır. Bundandır burjuvazinin işçi sınıfı düşmanlığı. Burjuvazi, işçi olmadan ve işçi düşmanlığı yapadan da yaşayamaz. Onun tüm hareket tarzı işçiler ve işçilerden gasp ettiği artı-değer etrafında döner.
Bu ülkeye, demokrasiyi getirecekse, yani, demokratik hak ve özgürlükleri kazandıracaksa, sosyalizmi ve komünizmi
getirecekse, Türk, Kürt ve diğer azınlık milliyetlerden işçi sınıfı
getirecektir. Emekçiler, ezilenler,
yoksullar, işsizler, kısacası işçi sınıfı etrafında örgütlü bir güç haline gelmiş tüm emekçiler getirecektir. Bu ülkede, ezilen
ulusları ezilemekten kurtaracaksa yine işçi sınıfı ve onun etrafında
örgütlenmiş, onunla birlikte hareket eden
emekçiler getirecektir.
Bu ülkede; cinsiyetinden, ulusal aidiyetinden, dini inancından dolayı horlanmaları, baskıları yine işçi sınıfı ortadan kaldıracaktır.
Bu ülkede; cinsiyetinden, ulusal aidiyetinden, dini inancından dolayı horlanmaları, baskıları yine işçi sınıfı ortadan kaldıracaktır.
Bu ülkeye, bu ülkede yaşayan uluslara “barış”ı gertirecekse, halklar arasında düşmanlığı
geliştiren ve körükleyen burjuvazi değil, işçi sınıfı getirecektir. Kürt
ulusunun kendi kaderini özgürce tayin etmesini yine işçi sınıfı sağlayacaktır.
Savaşı ve savaşları yine işçi sınıf ortadan kaldıracaktır.
Sömürüyü, baskıyı, yoksulluğu, açlığı, işsizliği, tüm
eşitsizlikleri, cinsiyet, din, dil, ırk vb. ayrılıkları kaldıracak olan yine
işçi sınıfıdır. Ve her şeyden önce, tüm haksızlıkların kaynağı özel mülkiyetçi
toplumsal sistemi ortadan kaldıracak olan işçi sınfı iktidarı olacaktır.
İşçi sınfının da bir beklentisi var: Kendisine devrimci
ve komünist diyen militan devrimci kesimlerden, devrimci aydınlardan beklentisi;
işçi sınıf ile daha fazla ilgilenmek, sınıfa güvenmek ve sınıfı aydınlatarak
örgütlemek ve harekete geçirmek pratikliği...
İşçi sınfı elbette, kendiliğindenci hareketiyle, öncüsüz
olarak iktidarı burjuvaziden alamayacaktır. İşçi sınıfının düşüncesiyle
donanmış öncü şarttır. İşçi sınıfı öncüsüz önünü göremez, hedefini net olarak
seçemez. Bunun tersini söyleyenler, burjuvazinin muazzam örgütlülüğü
karşısında sınıfı örgütsüz bırakmak isteyenlerdir.
İşçi sınıfının sınıf mücadelesi, yer yer gerilese de,
üzeri külleniyor gibi olsa da, tarihin defalarca kanıtladığı gibi, o küllerinden yine geleceği yaratacak devrimci
bir enerjiye sahiptir. Sermaye iktidarı, işçileri milliyetlerine göre bölmeye
kalkışsa da, şovenizmi geliştirmek istese de, burjuvazi karşısında işçiler
birleşmeye her zaman hazırdır. Önemli olan onlara doğruları anlatmak ve doğru
devrimci taltiklerle hareket etmektir.
“Kürt sorunu bitse de işimize baksak” yollu anlayışlar,
aslında, sınıf mücadelesini ezilen ulus burjuvazisinin kuyruğuna takanlara özgü
bir davaranış ve anlayış biçimidir. Yani, sınıfın öncülüğünü, başka bir ezilen burjuvaziye
yedekleyenler, elbete işçilerin sorunlarını anlayamayacakları gibi, onlara
güvenleri olmadığı için, onların devrimci enerjilerinin yaratıcı gücünün de
anlayamazlar ve göremezler.
Sosyalizme inancı kalmamış, sosyalizmi burjuvaziyle
uzlaşı iktidarı olarak görenler, sosyalizmi burjuva reforumculuğu olarak
kitlelere yutturmaya çalışanlar, sosyalizmi, sınıf uzlaşmacılığı olarak
belleyenlerin işçi sınıfı ve emekçilere verecekleri, onların mücadelelerine
katacakları hiç bir şey yoktur. Sahip oldukları bilgi dağırcıkları işçi sınıf
içinde “sol” görünümlü burjuva liberalizmidir. Bunların sahip oldukları
“sol” enerji, maalesef, işçi sınıfnın devrimci yoluna engel olmaktadır.
15-16 Haziranları yaratan çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınfı bu tür
oportünist öğeleri de yıkıp geçecektir.
Devrimin şahdamarı; örgütsel haliyle, birliğiyle,
devrimci ve dönüştürücü enerjisiyle, sahip olduğu bilimiyle, üretimdeki yeriyle
işçi sınıfıdır. Sosyalist bir gelecek inşa edilmek isteniyorsa, çalışmanın esas
ağırlığı işçi sınıfı üzerine olmalıdır. Bu sınıftan kopanların geleceği
kazanmaları, kapitalist sistemi yıkmaları söz konusu olamaz. İşçi sınıf
içindeki çalışmalar ve örgütlenmeler de daha fazla yoğunlaşma, daha fazla
militanlaşma ve sınıfla beraber daha
fazla devrimcileşme ilkesiyle hareket edilmelidir. İşçi sınıfının bilimi
Markszim-Leninizm-Maoizm’de bu hareket tarzının fazlasıyla temel bilimsel
biligileri mevcuttur.
İçinde yaşadığımız burjuva sistemi altüst edecek ve
yerine sosyalizmi kurarak sınıfsız, sömürüsüz ve sınırsız bir dünya yaratılmasına katkıda
bulunacak ve onu başarabilecek yegane devrimci güç işçi sınıfıdır.
Ve bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da işçi sınıfı getirecektir.
***28.04.2013