SOL“ Komünüzm Bir Çocukluk Hastalığı'ndan
Alıntılar (Lenin) Sol Yayınları Beşinci Baskı
„Bilim, öteki ülkelerin, özellikle bu ülkeler de
kapitalist iseler ve yakın bir geçmişte benzer bir deneyimden
geçmiş bulunuyorlarsa, her şeyden önce, bunların deneyiminin
gözönünde tutulmasını emreder.
„Bilim, ikinci olarak,
isteklere ve görüşlere uygun tarzda, tek bir grubun, ya da
tek bir partinin savaşım hazırlıklarına ve bilinç derecesine
göre siyaseti belirleme yerine, ülkedeki bütün grupların,
partilerin, sınıfların ve yığınların hesaba katılmasını emreder.“ (sf.89)
Burjuva Parlamentolara katılmak Gerekir Mi?
„Bir siyasal partinin kendi yanılgılan
karşısındaki tutumu, bu partinin ciddi olup olmadığını kendi
sınıfına karşı ve emekçi yığınlara karşı görevlerini yerine gerçekten
getirip getirmediğini saptayabilmemiz için, en
önemli ve en güvenilir ölçütlerden biridir.“(sf.58)
„ilk olarak, Almanya "solları", bilindiği gibi Rosa Luxemburg
ve Karl Liebknecht gibi en önemli siyasal liderlerin
görüşlerine aykın olarak, Ocak 1919'da bile, parlamentarizmin
"siyasal olarak zamanım doldurmuş olduğuna" inanıyorlardı.
"Solların" yanıldıklarını biliyoruz.“ (sf.57-58)
„... devrimci proletaryanın partisi için parlamenter
seçimlere ve parlamenter savaşıma katılmanın, özellikle
kendi sınıfının geri kalmış katlarını eğitmek için, özellikle
ezilen ve bilisiz kırsal yığınları uyandırmak ve aydınlatmak
için zorunlu olduğu kuşku götürmez. Buıjuva parlamentosunu
ve bütün öteki gerici kurumları dağıtmaya gücümüz
yetmediği sürece, bu kuramlarda çalışmak zorundasınız,
özellikle hâlâ papaz takımının aldattığı ve kır koşullarını
aptallaştırdığı işçiler mevcut olduğu için, bu kuramlarda
çalışmalısınız. Bunu yapmazsanız gevezeden başka birşey
değilsiniz.“(sf.60)
„Ama Rusya'da uzun, çetin ve kanlı
bir deneyim, devrimci taktiğin, yalnızca devrimci duygu
üzerine kurulamayacağı gerçeğini bize öğretmiştir. Taktik,
sözkonusu devletteki bütün sınıf güçlerinin ciddi ve katı bir
nesnel değerlendirilmesine olduğu kadar (ülkenin çevresindeki
devletlerin ve dünya ölçüsündeki devletlerin içindeki
sınıf güçlerini de hesaba katarak), devrimci hareketlerin
deneyimine de dayandırılmalıdır. Parlamenter oportünizmi
lanetlemekle ve parlamentoya katılmayı reddetmekle yetinerek
"devrimci duygusunu" ifade etmek pek kolaydır. Ama
çok kolay olduğu içindir ki, bu davranış, çetin olan, çok çetin
olan bir sorunu çözüme bağlayamaz.“ (sf.66)
„Gerici parlamentolardan devrimci amaçlarla
yararlanılması gibi çetin bir sorunun üstesinden "atlayarak"
bu zorluktan kaçınmayı denemek tam bir çocukluktur“ (sf.67)
„
Hiç Uzlaşma Olmayacak Mı?
„Devletler arasındaki sıradan savaşlardan yüz kez daha
çetin, daha uzun ve daha çapraşık bir savaş olan uluslararası
burjuvazinin devrilmesi uğruna savaşa girişmek, ve
önceden dolambaçlı yollara başvurmayı, (bir anlık olsa bile)
düşmanlarımızı bölen çelişkilerden yararlanmayı (geçici
olsalar da, pek o kadar güvenilir olmasalar da, sallantılı
olsalar da, koşullara bağlı bulunsalar da), olası müttefiklerle
anlaşma ve uzlaşmalan reddetmek son derece gülünç bir
davranış olmaz mı? Bu, bugüne kadar ulaşılmamış ve keşfedilmemiş
bir dağın çetin tırmanışında, bazan zikzaklar çizerek
yürümeyi, bazan geri çekilmeyi, ilkten seçilen doğrultuyu
bırakıp başka bir doğrultuyu denemeyi önceden reddetmek
gibi bir şey değil mi? Ve henüz hiç olgunluğa erişmemiş
ve deneyimsiz kimseler (bu, gençliklerinden ötürü olsaydı
gene neyse: gençler belli bir dönem için bu tür saçmalıklardan
sözetmeye zaten hazırdırlar) Hollanda Komünist
Partisinin kimi üyeleri tarafından —yakından ya da uzaktan,
açıkça ya da üstü örtülü olarak, tamamen ya da kısmen,
pek önemli değil— desteklenmişlerdir.“ (sf. 73)
„Kendinden daha güçlü olan bir
düşman, ancak en son kertesine varan bir çaba gösterilerek
ve düşmanlar arasındaki en küçük çatlaktan, ayrı ayrı ülkeler
burjuvazileri arasında, her ülkenin içindeki burjuvazinin
çeşitli gruplan ve kategorileri arasında en küçük çıkar çelişkilerinden
ve aynı zamanda geçici bir müttefik olsa da, sallantılı
olsa da, koşula bağlı bulunsa da, pek o kadar sağlam
ve güvenilir olmasa da, sayıca güçlü bir müttefiki kendi
tarafına kazanmak için, en küçük olanaktan en büyük özen
ve uyanıklıkla, en ustaca ve en akıllıca yararlanıldığı
takdirde, yenilgiye uğratılabilir.“ (sf. 75-76)
„Bizim teorimiz, bir dogma değil, bir eylem kılavuzudur„ (sf. 76)
„Siyasal eylem, Nevski Bulvarının bir kaldırımı değildir“ (sfç76)
„Çarlığın iktidardan düşmesine kadar, Rusya'nın devrimci
sosyal-demokratlan çok kez liberallerin yardımlarına
başvurmuşlardır, yani bunlarla bazı pratik uzlaşmalar yapmışlardır.
1901-1902'de bolşevizmin doğmasından az önce,
Iskra'mn eski yazıkurulu (Plehanov, Akselrod, Zasuliç, Martov,
Potressov ve ben, bu yazıkuruluna dahildik) burjuva
liberalizminin siyasal lideri Struve ile, —çok uzun süreli
olmamakla birlikte— belirli bir ittifak kurmuştuk.“ (sf.77)
„Bolşevikler …. 1905'ten beri, işçi sınıfı ile
köylülüğün liberal burjuvaziye ve çarlığa karşı ittifakını,
sistemli olarak savunmuşlardır, ama buna karşın, burjuvaziyi
çarlığa karşı desteklemekte hiçbir zaman kusur etmemişlerdir (örneğin seçimlerin ikinci turunda ya da ikinci oylama döneminde olduğu gibi) “ (sf.77)
„1903'ten 1912'ye kadar, menşeviklerle bazan yıllarca süren
yoldaşlık ettik ve aynı sosyal-demokrat parti içinde kaldık,
ama onlarla, proletarya üzerinde burjuva etkisinin araçlan
olarak ve oportünist olarak ideolojik ve siyasal alanda
savaşım vermekten bir an bile geri durmadık.“ (sf. 77)
„Ekim devrimi günlerinde sosyalist-devrimciierin
tarım programını bir virgül bile değiştirmeden bütün olarak
kabul ederek, küçük-burjuva köylülükle yalnızca şekilde
kalmayan son derece önemli (ve çok başarılı) bir siyasal blok
kurduk; yani köylülere "zorla" programımızı kabul ettirmek
isteğinde olmadığımızı, onlarla anlaşmak istediğimizi kanıtlayabilmek
için, açık uzlaşmaya vardık.“ (sf.78)
„Proletaryanın öncüsü için, onun bilinçli bölümü için, komünist
partisi için, gerektiğinde zikzaklı, dolambaçlı yoldan
yürümenin, ayrı ayrı proleter gruplan ile, ayn ayrı işçi
partileri ve küçük üretici partileriyle anlaşmalar yapmanın,
uzlaşmalara varmanın gereği, bundan doğmaktadır. Sorun,
bu taktiği, proletaryanın genel olarak bilincini, devrimci
ruhunu, savaşma ve yenme yeteneğini düşürecek değil,
yükseltecek biçimde uygulamayı bilmektir“(sf.80)
„Belirtelim ki,
bolşeviklerin menşeviklere zaferi, yalmzca 1917 Ekim
Devriminden önce değil, bu devrimden sonra da zikzaklı yol,
anlaşmalar, uzlaşmalar taktiğinin uygulanmasını gerektirmiştir;
elbette ki, bunlara, bolşeviklerin başarısını sağlayacak,
onu kolaylaştıracak, hızlandıracak biçimde, menşeviklerin
aleyhine taktikler olarak başvurulmuştur.“(sf.80-81)
„Bu, sabır gerektiren uzun süreli bir süreçtir,
ve "hiçbir zaman uzlaşma yok, manevra yok" cinsinden
kestirme "çözümler", ancak devrimci proletaryanın etkisini
baltalar ve onun güçlenmesini önler.“(sf.81)
İngiltere'de (ya da Türkiye'de) „Sol“ Komünizm
„Henderson'lann, Clynes, MacDonald ve Snowden'lerin,
iflah olmaz gerici olduklan doğrudur. Bunların, iktidara
geçmek istedikleri ve bu yolda zaten burjuvaziyle koalisyon
kurmayı yeğledikleri; burjuva kurallarına göre ülkeyi "yönetmek"
istedikleri ve iktidara geçince zorunlu olarak Scheidemann
ve Noske'ler gibi davranacaktan da doğrudur. Bütün
bunlar doğrudur. Ama bundan, bunlan desteklemenin
devrime ihanet olduğu sonucu çıkarılamaz; bundan çıkanlabilecek
tek sonuç, işçi sınıfı devrimcilerinin, devrimin
çıkan için bu baylara belirli ölçüde parlamenter destek sağlamalan
gerektiğidir.“(sf.90)
„İngiltere işçilerinin çoğunluğunun, hâlâ İngiliz Kerenski'lerin ya da Scheidemann'lann arkasından gitmesinden;
işçi çoğunluğunun bu adamların hükümetini denememiş
olmasından —Rusya'da ve Almanya'da işçilerin yığın halinde
komünizme geçmeleri için geçmeleri gerekmiş olan bu
deneyimden— çıkan sonuç, tam tersine, İngiliz komünistlerinin
parlamenter eyleme katılmaları gerektiği, Henderson-
Snowden hükümetini, işçi yığınlarını bu hükümetin
eylemine bakarak değerlendirebilmelerinde bu yığınlara
parlamento içinden yardım etmeleri gerektiği, Henderson'lann
ve Snowden'lerin birleşmiş olan Lloyd George ve
Churchill'i yenmesine yardım etmeleri gerektiği sonucudur.
Başka türlü bir davranış, devrimi engellemek olur; çünkü,
işçi sınıfının çoğunluğunun görüşünde bir değişiklik
olmazsa, devrim olanaksızdır; bu değişmeyi ise, yığınların
siyasal deneyimi sağlar, yalnızca propaganda değil. "Uzlaşma
yapmadan, yolumuzdan sapmadan ileri."(sf.94)
„... Eğer biz, salt bir devrimciler
grubu değil de, devrimci sınıfın partisi isek; arkamızdan yığınları
sürüklemek istiyorsak (ki böyle bir isteğimiz yoksa,
gevezeden başka bir şey olamayız), ilkin Henderson'un ya da
Snowden'in Lloyd George ile Churchill'i yenmelerine yardım
etmeliyiz (daha doğrusu, birincileri, İkincileri yenmeye zorlamalıyız,
—çünkü birinciler, kendi zaferlerinden korkmaktadırlar—);
ve sonra da işçi sınıfının çoğunluğunun, Henderson'larla
Snowden'lerin hiçbir işe yaramadıklarını, bunların
hain küçük-burjuvalar olduklarını, iflaslarının kesin olduğunu,
kendi deneyimleriyle anlamalarına yardım etmeliyiz;
ve
son olarak, Henderson'lardan umudunu kesen işçilerin
çoğunluğunun Henderson hükümetini düşürmede ciddi
başarı şansları olacağı anı yakına getirmeliyiz.“(sf.96)
„Çünkü bizim
için önemli olan parlamentodaki sandalye sayısı değildir;
biz, milletvekilliği peşinde koşmuyoruz. Bu konuda ödün vereceğiz
(Henderson'lar ve onların yeni dostları —ya da yeni
efendileri— Bağımsız işçi Partisindeki eski liberaller ise,
milletvekilliği peşindedirler.) (sf.96)
„Böyle bir uzlaşmadan biz kazançlı
çıkarız, çünkü bizzat Lloyd George tarafından horlandıklan bir
anda, biz, propagandamızı yığınlara götüreceğiz
ve işçi Partisinin bir an önce hükümeti kurmasına yardım
etmekle kalmayacağız, sözümüzü esirgemeden ve en küçük
bir ihtiyatı bile gerekli saymadan, Henderson'lara karşı yürüteceğimiz
propagandayı yığınların anlamasını sağlayacağız.“(sf.97
„Henderson ve Snowden'lerin komünistlerle bir blok kurmayı
reddetmeleri, bu İkincilere derhal pek büyük bir üstünlük
sağlar: bu davranış, bize mecliste birkaç milletvekilliği
kaybettirse bile (ki bunun hiç önemi yoktur), yığınların
sempatisi bize döner ve Henderson'larla Snowden'ler gözden
düşer. Böyle bir durumda, iyice güvendiğimiz, yani adaylarımızı
ileri sürmemizin, bir liberalin bir işçi Partiliye karşı
zaferi sonucunu vermeyeceği yerlerde, pek az sayıda seçim
bölgesinde adaylarımız seçime katılırdı. Seçim propagandamızı,
komünizmden yana bildiriler dağıtarak ve kendi adaylarımızın
seçime katılmadıkları bütün bölgelerde, seçmeni,
burjuva adaya karşı, İşçi Partisi adayına oy vermeye davet
ederek yapardık.“(sf.99)
„Bugün Ingiliz komünistleri, yığınlara yaklaşmakta ve
onlara kendilerini dinletmekte büyük güçlüklerle karşılaşıyorlar.
Ama ben, kendimi komünist olarak tanıttıktan sonra,
seçmeni, Lloyd George'a karşı Henderson'a oy vermeye çağırırsam,
beni herhalde dinleyecektir. Onlara herkesin anlayacağı
biçimde, yalnızca sovyetlerin parlamentodan, ve proletarya
diktatörlüğünün de Churchill’in (burjuva "demokrasisi
perdesiyle örtülü) diktatörlüğünden daha iyi olduğunu
açıklamakla kalmayacağım, aynı zamanda, Henderson'a oy
verilmesini isterken, niyetimin, ona, asılan adama ipin destek
olduğu gibi destek olduğunu, ve Henderson'lann kendi
hükümetlerini kurmaya yaklaşmalarının da, aynı biçimde
haklı olduğumu kanıtlayacağım, yığınları benim tarafıma
geçireceğini, Rusya'da ve Almanya'da olduğu gibi Henderson'ların
ve Snowden'lerin siyasal ölümlerini hızlandıracağını
anlatacağım.“(sf.99-100)
„Ve eğer itiraz olarak, bu taktiğin, aşın ölçüde "ince", aşın
ölçüde karmaşık bir taktik olduğunu, yığınların bunu
anlamayacağı, bu taktiğin güçlerimizi dağıtacağı, böleceği,
güçlerimizi sovyet devrimi üzerine toplamamıza engel olacağı
vb. söylenecek olursa, "sol" karşıtlanma vereceğim yanıt
şudur: Kendi doktrinciliğinizi yığınlara yüklemeyiniz!“(sf.100)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder