yusuf
köse
Korona virüsü
günlerinde1
kapitalizmin aşkı; yine sermaye birikimidir. Ve her kapitalist
birey ya da tek tek tekeller için, bu krizden etkilenmemek ve
etkileneleri hızla yutmak ve sermayenin daha da merkezileşmesini
sağlamaktır.
2018’in
ortalarından beri kriz içinde olan kapitalizmin krizi, dünya
sağlık örgütünün Covid-19 olarak adlandırdığı Korona virüsü
nedeniyle daha da derinleşecek ve sermayenin önemli bir bölümü
imha olurken, bir bölümü de batanları, tökezleyenleri,
sallananları ve ölmek üzere olanları yutarak, sermayelerine
sermaye katacaktır. Ve sermaye, salğın hastalık korkusunu; işçi
sınıfının daha ağır koşullarda çalışmasına ve
sömürülmesine razı etmek için kullanacaktır. Sendika ağaları
ve patronlar daha şimdiden kol kola verdiler: “Üretimi devam
ettirme” adı altında, işçilerin kendi haklarından kısıtlanmaya
razı olmalarını istiyorlar.
Burjuvazi
hiç bir koşulda işçi sınıfına karşı mücadeleyi bırakmaz
ve her toplumsal felaketi –ki, bunları kendileri yaratmış
olmalarına rağmen- işçiler aleyhine kullanmak ve artı-değer
sömürüsünü artırmak için kullanırlar.
Bazı
liberallerin ileri sürdüğü gibi, kapitalist sistem, pandemi
nedeniyle sağlık sistemini kitleler lehine düzeltme yoluna
gitmeyecektir. Sağlık sistemini sosyalistleştirmeyecek, tersine,
yine kapitalist tekellerin çıkarları doğrultusunda ve halkın
sağlığının zararına yenileme yoluna gidecektir. Ve onun genel
eğilimi; salgın hastalık nedeniyle, kitlelerin sağlık
koşullarını daha da tehlikeli duruma getirip, sermayenin büyümesi
için kullanmaktır.
Kapitalist
sistemde sağlık sistemi, sermaye birikiminin hızlandırmanın bir
aracı olmaktan öteye gidemez.
Liberal
aydınların ileri sürdüğü gibi kapitalizm, -bu virüs nedeniyle-
“akıllanmayacak”. Onun aklı –sistemin karakteristik işleyişi
gereği-, sermaye birikimini büyütmek ve hızlandırmak yönünde
çalıştığı için, halkın sağlığını düşünecek kadar işçi
sınıfın lehine çalışmaz. Kapitalistin, işçilerin ve
emekçilerin sağlığını düşünmesi gibi bir kaygıları yok ve
olamaz. Böyle bir kaygıları olsa, kapitalizm olmaz, sosyalizm
olurdu.
Koronavirüs
salgını nedeniyle, kapitalizm değişmeyecek, halkın lehine
reforme olmayacak, tersine, daha bir acımasız ve sömürü ağını
yaygınlaştırmış, derinleştirmiş ve ağırlaştırmış olarak,
bu krizden çıkacaktır.
1918
İspanyol Gribi salgınından milyonlarca yoksul öldü. Ama
kapitalizm kendini işçi ve emekçilerin lehine reforme etmedi,
tersine, sermayenin merkezileşmesi olarak yoluna devam etti. Bazı
istatistiklerin yüzmilyon “ölü” olarak kayıtlara geçtiği
ispanyol gribi yoksul kıyımının, burjuvaziyi, daha
fazla, daha hızlı
sermaye birikimi politikasından vazgeçirmedi.
Bugün
de, aynı şekilde, burjuvazi yoluna devam edecektir ve kriz
nedeniyle bir kısmı büyücek bir kısmı ise batacaktır.
Özellikle küçükler, tekelci devlet kapitalizmin desteğinden
yoksun olanlar batacak, onların sermayeleri ayakta kalanların
sermayelerine eklenerek, kapitalizm kendi yoluna, kendini yenilemiş
olarak devam edecektir.
Daha
bugünden Alman tekelci devletinin hükümeti açıklama yaptı:
Koronavirüs krizi için 500 milyar Avro ayırmışlar. Bu elbette,
sağlık sisteminin kitlelerin lehine olarak dönüştürmek için
değil, kriz nedeniyle büyük tekellerin yardımına koşmak
içindir.
Kapitalizmin
yarattığı bütün krizler, işçi ve emekçileri vurmuştur. Bu
ister salgın hastalık olsun ister ekonomik kriz olsun, fark etmez.
Kapitalist sistem altında bütün felaketler halk içindir.
Öncelikle işçi ve emekçileri vurur. İşçiler ve yoksullar
ölürken, kapitalistler merkezileşir ve büyürler. Bu, kapitalist
sistemin değişmeyen bir yasasıdır.
Küçük
burjuva düşünce tarzına sahip olan liberal ye da ondan etkilenen
küçük burjuva “sol”cularına söylenecek söz; kapitalizm,
halkın lehine “akıllanmaz” ve kapitalizm kendiliğinden asla
yıkılmaz. Kapitalizm krizlerden kendini yenileyerek çıkar.
Kapitalist
krizi devrimci krize dönüştürmek gerekiyor. Aynı Korona
Günlerinde İsyan2
diye sokaklara dökülen Fransız emekçilerinin –sarı yelekliler-
yaptığı gibi, kapitalizme karşı mücadeleyi sönümlendirme
değil, daha da yoğunlaştırmak ve kitleselleştirerek
yagınlaştırmak gereklidir.
Burjuvazi’nin
istediği gibi sessiz sedasız ölümü bekleme, demokratik hak ve
özgürlüklerin gasp edilmelerine razı olmak değil, virüsün
yagınlaşmasına karşı önlemler alarak, emekçiler arasındaki
dayanışmaları geliştirerek, kapitalist sisteme karşı örgütlü
mücadeleyi yükseltmek şarttır.
15.03.2020 (Korona günlerinde Grev) italya
Korona
günlerinde kapitalizmin aşkı; sermaye birikimini merkezileştirerek
hızlandırmak ve büyütmek olurken, işçi sınıfını
koronavirisüne karşı mücadelesi, kapitalizme karşı mücadeleye
dönüştürülmelidir. Çünkü, salgın hastalıkların
yayılmasından birinci derecede kapitalist sistem sorumludur. Ve bu
sistem, ayakta kaldığı sürece işçi sınıfı ve emekçiler daha
büyük felaketlerle karşı karşıya kalacaktır. Ekonomik krizler,
çevre feklaketleri, işçi ve emekçilerin artan ölçüde
mültecileştirilmesi vb. krizler gidrek büyecek ve işçi sınıfı
ve emekçiler için daha büyük yıkım felaketlerine
dönüşebilecektir.
Kapitalizmin
her türlü krizine karşı, sosyalizm için devrimci krizleri
geliştirerek, uluslararası alanda sosyalist devrimleri
gerçekleştirmek artık bir elzemdir. 15.03.2020
***
1
Gabriel Garcia Marquez’in dev eseri “Kolera
Günlerde Aşk”ı bu vesileyle anmış olalım.
2
Paris’te binlerce sarı-yelekli hükümetin politikalarını
protesto etti. 15.03.2020 günlük haber ajansları ve gazeteler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder