GEZİ
SOSYALİZMİN YOLUDUR!
Yusuf
KÖSE
Bütün
dünyada kapitalizmin tahribatları katlanarak her geçen gün
artmaktadır. Kapitalist sermaye birikimi, kitlelere; savaş, göç,
ırkçılık, dinsel ve etniksel kutuplaştırma, cinsiyetçi
ayrımcılık, işsizlik, yoksuluk, demokratik hak ve özgürlüklerin
artan ölçüde gaspı ve doğanın yıkımı olarak geri
dönmektedir. Buna karşı ise, kitlelerde biriken bir öfke seli,
zaman zaman önlerine dikilen setleri yıkarak kendi yataklarını
bulmaya çalışan bir eylemlilik içindedir.
Haziran
Ayaklanması (GEZİ), Türkiye ve Kürdistan’da neo liberal
kapitalizmin özgürlükleri ortadan kaldırmasına karşı politik
bir isyandı.
Bu
isyan şimdilik geri çekildi, ancak onu yaratan koşullar daha da
arttı. Faşist Erdoğan’ın siyasal temsilciliği altında
birleşmiş olan burjuvazi, şimdi daha da pervasızca
saldırmaktadır.
Ülkede
kitlelerin kan ve can pahasına kazandığı demokratik olan ne varsa
ortadan kaldırılmıştır. Bunun da ötesinde muhalif olan, aydın
olan ve sisteme şu veya bu nedenle karşı çıkan ve sesini çıkaran
herkese karşı burjuvazi azgınca saldırmaktadır. GEZİ’nin
ortaya çıkmasına neden olan poltik özgürlükler daha ağır ve
kitlesel kıyımlarla yok edilmiştir.
Faşist
dinci diktatörlüğün esas hedefllerinden biri, işçi sınıfının
tüm kazanımlarını yok edip, sınırsız bir sömürü ağı
yaratmaktır. Bu nedenle de, kıdem tazminatı hakkının ortadan
kaldırılması, emeklilik yaşının uzatılması, grevlerin çeşitli
bahanelerle yasaklanması ve OHAL ile tüm kazanılmış hakların
budanması, burjuvaziye dikensiz bir gül bahçesi yaratmak içindir.
Ne var ki, politik özgürlüklerin gaspına koşut olarak ekonomik
hak gasplarının daha da artması, sınıfı, burjuvaziye karşı
daha güçlü bir direnişe hazırlamaktadır. İşçi sınıfı
içindeki huzursuzlukların artması bu belirtinin en önemli verisi
olarak gözükmektedir.
TÜSİAD,
MÜSİAD ve daha bir çok irili ufaklı sermaye kuruluşları, yani
bu devlete egemen olanlar, faşist dinci tek adam diktatörlüğüne
olanca desteklerini sunmaktadır. Çünkü, onlar için “demokrasi”
daha fazla sömürü ve sermaye birikimidir. Daha fazla palazlanma ve
büyümedir. İşçi ve emekçilerin ise tüm haklarının yok
edilmesidir. Sermayenin vahşi bir şekilde büyümesi bu koşullar
içinde olabilmektedir.
Kitleler
üzerinde estirilen devlet terörü, toplu tutuklamalar ve işten
atmalarla kitleleri zapt-ı rapt altına almak istesede, gelinen
aşamada burjuvazinin bunu tam olarak başardığı söyelenemez.
Egemen
sınıfların ağır baskı koşullarına karşın, kitleler
bütünüyle susturulamamıştır. Bu en azından “16 Nisan
Referandumu”nda bir kere daha görüldü. Ve yine ülkenin bir çok
yerinde tek tek direnişler ve bunlara verilen destekler, grevlerin
yasaklanması ya da ertelenmesi, yığınsal işsizlik ve artan
yoksulluk ve bunlara bağlı olarak politik özgürlüklerin
bütünüyle ortadan kaldırılması yeni bir direniş sürecinin
olgunlaşmaya doğru gittiğinin işaretlerini vermektedir. Egemenler
ile onlara karşı duranlar arasındaki çelişme keskinleşme
eğilimi içindedir. Bu keskinleşmeyi
yumuşatma görevinin CHP üstlenmiş olsa da, o
da yeni GEZİ’lerin gelmesi önünde engel olamayacaktır.
Bunların
yanında, Kürtler üzerindeki yok etmek politikası ve Kürt Ulusal
Hareket’in her alanda yoğun direnişi ve savaşı, egemenlerin
ciddi bir şekilde huzurlarını kaçırmaktadır. Kürtlere karşı
kışkırtılan miliyetçilik, dinsel ve etniksel kutuplaştırma
politikaları, eknomik ve politik hak gasplarının üstünü fazlaca
külleyememektedir. İşçi ve emekçiler, gerçek çıkarlarının
nerede olduğunu yaşayarak öğreniyorlar. İçi boş dincilik ve
milliyetçilik, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin ve yukarıda
sıraladığımız politik özgürlüklerin üzerini örtmeye
yetmiyor.
GEZİ’ler
yine gelecek. Çünkü baskı altına alınmış
olan kitleler bir çıkış yolu aramaktadır. Bu önemli bir
olgudur.
Gezileri
yaratan kapitalist sistem ve politikası hala yürürlüktedir.
Geziler kapitalist sistem yıkılana kadar var olacak ve kapitalist
sistemi yıkacak olanda örgütlü Haziran Ayaklanmaları (GEZİ’ler)
olacaktır. Bu nendenle, komünistlerin işçi sınıfı içinde daha
ısrarlı ve güçlü bir çalışma perspektifiyle hareket etmesi
bir elzemdir. Sınıfların son tarihsel kavgası işçi sınıfıyla
burjuvazi arasındadır. Ve kavga işçi ve emekçilerin güçlü
olduğu şehirlerde, sokaklarda ve fabrikalarda yürütülecektir. Bu
perspektifle hareket etmeyenler kaybedenler olacaktır.
GEZİ’nin
yolu, işçi sınıfının kurtuluş yoludur. Kapitalizm burada
yıkılacak ve sosyalizm burada kurulacaktır. Burjuvazinin GEZİ
heyulası korkusu bundandır. 02.06.2017
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder