Emperyalist
Büyük Savaşa Doğru
Çin Düzeni
İkinci
Bölüm
Emperyalist
Çin’in Dünyaya Vermek İstediği Düzenin Adı: İpek Yolları
Dünyanın
küreselleşmesi kapitalizmle başlamıyor, daha önceki tarihlere,
Millattan önceki yıllardan başlayan ve Çin’den Avrupa’ya
kadar uzanan bir tarihi yol var. Bunun adı: İpek Yolu. Antik İpek
Yolu‘nu Tunç devrine kadar da geriye götürebiliriz. Hemen hemen
bütün medeniyetlerin uğrak yerlerinden,0 birisi olduğu söylenebilir.
Ticaretin
başladığından bu yana Çinliler Avrupa’ya kadar yollarını
uzatmışlardır. Avrupalıların o zamanda Çinlilerden
öğrenecekleri çok şey vardı. İpek yolu, kapitalizmin
gelişmesiyle birlikte, Avrupalı burjuvazinin vazgeçilmez yolu
olmuştur. Bu kez ise tersine dönmüştür. Çin burjuvazisi İpek
Yolu‘nun egemenliğini yeniden ele geçirmiştir. Şimdi,
ipek Yolu’nun
hikayesini Marco Polo değil, Çin tekelci burjuvazisi
yazmaktadır.
Çinlilerin „Yi Dai Yi Lu“ ya da ingilizcede söylendiği gibi „One Belt, One Road“ (OBOR) ve Türkçe karşılığı olan „Bir Kuşak Bir Yol“ (BKBY), yeni bir emperyalist süper gücün, dünyayı paylaşma stratejisi olarak pratiğe geçirilmiş durumdadır. Bunun önünde ne ABD ne de AB emperyalistleri durabiliyor. Kapitalizm kendi kuralları içinde, yutarak, karşı koymaları bir şekilde elimine ederek ve eski büyük emperyalist tekellerin egemenliklerini elinden alarak yoluna devam ediyor. Aynı, öncekilerinin yaptığı gibi.
2. Emperyalist savaşından sonra ABD’nin „Marshall Planı“, nasıl ki, ekonomik olarak geri ve zayıflamış ülkeleri bir ahtapotun kolları gibi egemenlik altına almışsa, BKBY projesi de aynı amacı taşımaktadır. Marshall Planı’nın resmi adı: European Recovery Program-ERP1 (Avrupa’yı Kurtarma Planı) Koşullar aynı olmasa da amaç ve yöntemler aynıdır. ABD 2. Emperyalist savaşın yıkımından yararlanarak, sermaye birikimini zayıf düşmüş ülkelere aktararak onların „kalkınması“na yardım ettiyse, Çin’de, „birlikte kalkınalım“ mesajıyla, aynı amacı, sermayesini daha zayıf ülkelere katarak egemenlik alanlarını genişleterek pazar payını olabildiğince yükseltmek istiyor.
Çin’in BKBY projesini, çok önceleri gündeme getirmesine karşılık, ilk olarak 2013 yılında açıkladı ve 14-15 Mayıs 2017 yılında ise Pekin’de devlet ve hükümet başkanlarının ve çeşitli uluslararası sermaye örgütlerinin katıldığı bir forumda tanıtımını yaptı.
BKBY Çin’in, Güney Pasifik Okyanusuna açılan Hangshou kentinden başlayıp, Çin’in içlerinden Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Mogolistan, Rusya, Gürcistan, Azerbeycan, Pakistan, İran, Hindistan, Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan ve Endonezya'dan başlayıp, Hindistan Okyanusu etrafında yer alan Asya ve Afrika ülkelerini de kapsayan büyük bir deniz yolu projesidir. Kuzeyden Asya ve Avrupa’nın sarılması yanında Güney’den ise Deniz İpek Yolu projesiyle, Afrika ve Asya’yı bütünüyle kucaklayan ve Akdeniz içlerine kadar ulaşan bir proje. Kısacası, Orta Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Güney Doğu Asya’nın demiryolları ve deniz yollarıyla Çin’e bağlanmasının adı, Bir Kuşak Bir Yol olarak adlandırılmaktadır.
Bu projeyle, ABD’nin „yeni Dünya Düzeni“ yıkılırken, Çin‘in „yeni dünya düzeni“ kuruluyor. Çin devlet başkanı Şi Jinping, BKBY projesini açıklarken, amaçlarının yeni sömürgecilik ve bu projeye katılanları sömürgeleştirmek değil, „kazan-kazan“ işbirliğine dayanan bir anlayışla hareket ettiklerini açıklıyor. Ve uluslararası yeni bir düzenin getirilmesinden söz ediyor. ABD’de , „YDD“ni açıklarken aynı „temennilerde“ bulunmuştu. „Dünyaya barış ve huzur gelecekti“, tersine, çatışmalı ortam daha da arttı.
Her emperyalist kendi egemenliğinde kendi düzenini kurmaya çalışır. Çin tekelci burjuvazisinin yapmak istediği de budur. Çin burjuvazisi bu yol projelerini 2049 yılına kadar bitirmeyi planlıyor. 1949 Devrimi’nden geriye bir şey kalmamışsa da, „devrimin yüzüncü yılını kutlama“ adı altında, Çin tekelci burjuvazisi dünyaya egemen oluşunu kutlamak istiyor.
Çin BKBY projesini hayata geçiriyor mu? Büyük ölçüde geçirmiş durumda. Ipek Yolu Ekonomik Kuşağı olarak adlandırılan ve Çin’den Türkiye ve oradan da Avrupa’ya (Roterdam) uzanacak demiryolunun bir ayağı Kars’a kadar gelmiş durumdadır. Bakü, Tiflis ve Kars demiryolu projesi Edirne’ye kadar uzanacaktır. Bunun anlaşması yapılmış. Ayrıca, demiryolunun kuzey kısmı ise Rusya üzerinden Avrupa’ya bağlandı.2
Tekelci sermaye, teknolojik gelişmelere bağlı olarak büyüyen ve hızlanan kapitalist üretimin anında daha hızlı bir şekilde pazarlara ulaşmasını hedefliyor. İpek yolu bunu sağlıyor. Çin’in malları bütün ülkelere hızlı bir şekilde ulaşırken, oradan da aynı şekilde Çin’e ulaşması sağlanıyor ve ülkelerin Çin pazarına daha kolayca dahil olmasını ve Çin’in egemenliğinin pekişmesine hizmet etmektedir. Aynı zamanda ulaşım süresini oldukça kısaltmaktadır. Örneğin Çin-Türkiye karayolu ulaşımı 30 günden 10 güne, deniz yolu ulaşımı ise iki aydan iki haftaya inecek. Çin’i demiryoluyla Londraya bağlayacak olan Kars-Edirne arası demiryolu projesinin maliyeti 40 milyar ABD doları olarak hesaplanıyor. Bu yol, Kars’a kadar geldi. Türk hükümetinin Kars-Edirne Hızlı Tren Projesi” diye övünerek söz ettikleri proje, Çin’in projesidir.
Projenin maliyeti de bütün tekellerin ağzını sulandırıyor. Projenin maddi büyüklüğü 21 trilyon ABD doları kadar.3 Ancak en önemlisi, bu projenin kapsamı içindeki ülkelerle birlikte ticaret hacmi oldukça yüksek. Birincisi, dünya nüfusunun %70 (yaklaşık 4,4 milyar), dünyanın gayri milli hasılasının %55’i, enerji kaynaklarının %75’ini ve toplamda 684 ülkeyi doğrudan içine alan devasa emperyalist proje.
2014-2016
yılları arasında Çin ve BKBY projesi dahilinde olan ülkelerin
ticaret hacmi 3 trilyon ABD dolarını bulurken, Çin bu ülkelere 50
milyar ABD doları yatırım yapmış.
Çin bu proje için, Dünya Bankası ve İMF'ye karşılık Asya Altyapı Yatırım Bankası kurmuştur ve bu banka bugüne kadar Orta ve Güney Asya ülkelerine 40 milyar ABD doları yatırım yaptığını açıklamıştır. Ayrıca, Çin’in kurduğu İpek Yolu Fonu vb. gibi bir çok yatırım fonu ve sermaye destek bankaları söz konusu.
Çin
sermaye ihracı yaptığı gibi, doğrudan yatırımlarda
yapmaktadır. Bu proje kapsamı içindeki ülkelerde alt yapı
yatırımlarını artırırken 20 ülkede ise 56 ekonomik iş
birliği bölgesi kurmuştur.5
Çin'in,
bu yatırımlardaki hedeflerinden biri de Çin yuan’nın öne çıkması
ve doların yerini almasıdır. ABD’nin de en büyük korkularından
biri budur. Bu projenin önemli ölçüde hayata geçmesi doların
dolaşımını da azaltarak yuanı öne çıkaracaktır. Bu
kaçınılmaz olarak görülmektedir.
Çin
devlet başkanı Şi Jinping, 14-15 Mayıs 2017 BKBY Formu‘nda
konuşurken şu mesajları da sıralamaktan geri durmuyor:
“■ İpek
Yolu Fonu'na 100 milyar yuanlık ek katkı.
■ Çin Kalkınma
Bankası ile Çin İhracat-İthalat Bankası'nda toplam 380 milyar
yuan tutarında özel borç verme programının oluşturulması.■ Projelerin desteklenmesinde Asya Altyapı ve Yatırım Bankası, BRICS'in6 Yeni Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve diğer çok taraflı kalkınma örgütleriyle birlikte çalışılması.
■ BKBY ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları imzalanması için görüşmelerin başlatılması.
■ BKBY Bilim, Teknoloji ve Yenilik İşbirliği Eylem Planı'nın başlatılması.
■ Beş yılda 2 bin 500 yabancı genç bilim insanına kısa süreli araştırma bursu verilmesi; 5 bin yabancı bilim insanı, mühendis ve yöneticinin eğitilmeleri ve 50 ortak laboratuvarın kurulması.
■ Gelişmekte olan ülkelere ve uluslararası örgütlere, halkın refahını iyileştirmeye yönelik projeleri için 60 milyar yuan tutarında yardım sağlanması.
■ Projeye dahil gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yuan tutarında acil gıda yardımı ile Güney-Güney İşbirliği Yardım Fonu'na 1 milyar dolar ek katkı yapılması.
■ İşbirliğini güçlendirmek amacıyla izleme mekanizmalarının kurulması.7“
ABD
Marshall Planı’nın Çin emperyalizmi nezdindeki 21.yy projesi ve
planı.
Çin’in bu projesi dışında kalmak isteyen ülkeler olabilir mi? Oldukça zor. Söylem yerindeyse; kapitalist ülkelerin hepsi (ABD, Japonya hariç) balıklama bu projeye dalmışlardır. Yol güzergahı içinde ya da kenarında kalan ülkelerin hiç biri bu projeye karşı çıkmamış, tersine, Çin yatrımlarını çekmek için büyük bir „nimet“ saymışlardır. Türkiye’de bunlardan biridir. ABD ve AB sermayesi şimdilik bu nimeti sunmakta yeterli değiller. Sorunda buradan kaynaklanıyor.
ABD, Çin’in ipek yollarını elbette hoş karşılamıyor. Çin, ABD’nin pazar alanlarını ve elbette egemenlik alanlarını daraltmaya devam ediyor. Bu nedenle, çatışma ve çekişme ve karşılıklı çok yönlü saldırı (şimdilik silahlar hariç) devam ediyor. Çin, ABD’nin saldırgan tavırlarına rağmen „barışçıl“ gözükmeye özel bir önem veriyor, ancak, geri adım atma bir yana daha ileri gitmek için daha yoğun çaba harcıyor. Dünyanın ticaret merkezini ABD’nin elinden alıp Çin’e getiriyor. Bu aynı zamanda dünya emperyalist egemenliğinin Çin’e geçmesi anlamına geliyor.
AB
ve İpek Yolu
AB
ülkelerinin başını çekenlerden biri olan Alman emperyalizmi, Çin’in
bu projesine destek veriyor ve katılıyor. Bu bağlamda, BKBY
projesinin finansı için kurulmuş olan Asya Altyapı Yatırım
Bankası’na (AIIB) % 4.7 oranında katılım sağladı.8
Alman burjuvazisi, ABD’nin dayatmalarına karşı çıkıyor ve
pazarlarını genişletmek için Çin’in etkinliğinden
yararlanmaya ve o pazarlarda söz sahibi olmaya çalışıyor. Alman
tekelci burjuvazisinin çıkarları doğrultusunda yayın yapan
muhafazakar Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesi, Çin’in
ipek yollarından övgüyle söz ediyor ve Marco Polo’nun yeni
versiyonu olarak yorumluyor.9
Alman burjuvazisi ipek yolunu Duisburg’tan geçirirken, ticaret
merkezi Hamburg’u da karadan
İpek
yoluna bağlıyor.
„İş
bitirir“ dışişleri bakanı Gabriel, 2017 Kasım ayında Çin
ziyaretinde bu işi netleştirdiğini basına açıkladı.10
ABD’nin
tüm baskılarına karşı AB ve Asya’daki bir çok ülkenin yanı
sıra Güney Kore ve Avusturalya’da katılımcılar arasında
yerlerini aldılar. AIIB’nin ortakları arasında Almanya, Fransa,
İtalya, Hollanda, İngiltere ve diğer AB ülkelerinin hemen hemen
hepsi var. 2016 yılı verilerine göre toplam 57 ülke bu bankanın
ortakları arasında. Bunun anlamı, Dünya bankası ve IMF’ye
alternatif olarak kurulan bir bankadır. Japonya’nın da buna
benzer bankası olması nedeniyle, Çin öncülüğünde kurulan bu
bankanın karşısında yer aldı.
ABD’nin
en büyük korkusu, bu girişimin Çin’in „Bretton-Woods“
sistemi olmasıdır. Çin’inde hedefi bu. ABD’nin dolar
egemenliğini elinden alıp yuan egemenliğini yaşama geçirmenin
savaşını veriyor. Adı „Bretton-Woods“ değil, ama Çin „BKBY“
olarak şimdilik yerini ABD’nin B-W sisteminin karşısında yerini
almışa benziyor. Önümüzdeki süreç oldukça çatışmalı
geçecek gibi görülüyor. Olası bir kriz, ticaret çatışmasını
hızla silahlı çatışmaya dönüştürme kapasitesine sahip
gözüküyor.
Devam
edecek: Emperyalist Zincirin Halkaları: Ne
Çin'le ne de Çin’siz olamamak
1
1948´1952 arası ERP, toplamda 13,12 milyar ABD
doları (şimdiki değeri ile 131 milyar ABD doları) ile ABD planı
hayata geçirmişti. Çin ise, bunun çok misli değeri ile “dünyayı
kurtarmaya” çalışıyor. de.wikipedi.org/wiki/Marshallplan
2
Tefik Güngör, Dünya Gazetesi, 06.12.2017
3
www.politikaakademisi.org.2017/12/23yen-ipek-yolu-projesi-nedir
5
www.dünya.com.bir-kusak-bir-yol-projesi/21.yuzyilin-yapi-tasimi-/21/Haziran/2017
6
BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika)
7
www.dünya.com.bir-kusak-bir-yol-projesi/21.yuzyilin-yapi-tasimi-/21/Haziran/2017
8
German.china.org.cn/08.03.2017
9
www.faz.net./aktuell/wirtschaft/handelswege-der-zukunft-chinas-neue-seidenstrasse
10
Faz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder