Devrim
Günleri...
DİRENİŞ,
GENİŞLETİLEREK
ve
TALEPLERİMİZ
KABUL EDİLENE KADAR SÜRDÜRÜLMELİDİR
Halk ayaklanması, Gezi Parkı’nı
korumak sorunu olmaktan daha ilk günün ilk saatlerinden itibaren çıkmış,
eşitlik, özgürlük ve demokrasi taleplerine dönüşerek, çeşitli milliyetlerden bütün Türkiye halkları ayağa kalkmıştır. Gezi
Parkı, faşist baskı altında ezilen gençlerin, işçilerin ve emekçilerin bu
baskılara karşı ayağa kalkmasına neden olmuştur. Direniş ve ayaklanma, Taksim ve
İstanbul’la sınırlı kalmayıp bütün Türkiye ve Kürdistan’ın direnişi haline
gelmiştir.
Böylesine görkemli ve tarihi
bir direnişi, faşist AKP hükümetinin yalan söz ve oylamalarına bakarak,
mücadeleyi hiç bir yasal statüye oturtmadan bırakmak, daha büyük baskı ve kısıtlamalarla
karşı karşıya kalmak ve ek yeni baskılara davetiye çıkarmak
demektir.
AKP hükümeti ve Tayyip’in
“görüşme” diplomasisine kanılmamalı. Bu bir aldatmacadır. Kitlelerin
mücadelesini geri plana çekme, pasifleştirme ve dağıtma amaçlı olduğu çok
açıktır.
Ayrıca, görüşmelerde, talepler
net bir şekilde ortaya konmalı ve bunların kabul edildiği, hükümet tarfından
bütün kamuoyuna duyurulmalıdır.
Hala, halkımızın deyimiyle,
burnundan kıl aldırmayan, her fırsatta kitlelere saldıran, ağır hakaretlerde
bulunan, meydan okuyan faşist bir diktatörden, demokrasi beklemek, oldukça
yanıltıcıdır.
Temel taleplerimiz:
Hükümet İstifa Etmelidir.
Kitlelerin sokaklarda ve
meydanlarda en çok haykırdığı istem budur. Bu istem doğrultusunda Hükümet
derhal istifa etmelidir.
Binlerce insan yaralandı. 4
kişi öldürüldü ve onlarca insan kör edildi, ağır yaralanarak ömür boyu sakat
bırakıldı.
Bunlardan, başta Başbakan Tayyip sorumludur. Eşitlik, özgürlük ve adalet için
sokaklarda en demokratik haklarını savunan kitlelere fütürsuzca saldırı
kararını Tayyip vermiştir. Bu nedenle, kitleleri yaralama ve öldürme olayından
dolayı Tayyip yargılanmalıdır.
Bunun yanında diğer hükümet, vali ve emniyet
yetkilileri yargılanmalıdır. Başta, İstanbul, Ankara, Hatay ve İzmir vali ve emniyet
müdürleri hemen görevlerinden alınmalıdır. Saldırıya katılan tüm polislere
soruşturma açılmalıdır.
Tüm baskılar kaldırılmalı,
demokratik hak ve özgürlükler genişletilmelidir.
Gözaltına alınanlar hemen
serbest bırakılmalıdır.
Halkın örgütlenme, söz söyleme
ve toplantı hakkı üzerindeki, tüm baskı ve yasal kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
Grev ve toplu sözleşme
üzerindeki yasak ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
Kürt ulusu üzerindeki tüm
baskılar kaldırılmalı, cezaevlerindeki tüm siyasal tutuklular derhal serbest
bırakılmalı ve genel af çıkarılmalıdır.
Taşeronlaşmaya son verilmelidir.
Ve ayrıca Taksim Gezi Parkı Dayanışmasının talepleri kabul edilmelidir.
Bütün HES'ler durudurulmalı, doğal alanlar korunmalıdır. Şehirlerdeki 'kentsel dönüşüm' adı altında rant talanına ve yıkımına son verilmelidir.
Alevilere ve diğer dinlere yönelik baskılara son verilmelidir. Bunlar anayasal güvence altına alınmalıdır.
Bu talepler
gerçekleştirilmeden, mücadeleyi bırakmak, başladığımız yere geri dönmek olur.
Tekrar aynı baskılarla karşı
karşıya kalmak istemiyorsak, taleplerimizi alana kadar mücadeleye devam
edilmelidir. Çünkü haklı olan bizleriz. Tayyip ve şürekası ise köşeye sıkışmış
ve uluslararası kamuoyu önünde de teşhir ve tecrit olmuştur.
Durma, kazanana kadar
mücadeleye devam et!
***14 Haziran 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder